Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Edebiyatta tür dendiği zaman, işlenen konu anlaşılır. Aynı konu, mensur ya da manzum işlenebildiği gibi farklı nazım şekilleriyle de işlenebilir.
Divan edebiyatında başlıca nazım türleri şunlardır:
Daha çok kaside, terkibibent ve mesnevi nazım şekliyle yazılır.
Genellikle divanların ve mesnevilerin başında yer alır.
Başta kaside olmak üzere birçok nazım şekliyle yazılır.
Divan ve mesnevilerde tevhitlerden sonra yer alır.
Hazret-i Peygamber’in hayatı, hicreti, miracı, dini yayma konusunda verdiği mücadele ve mucizeleri anlatılır.
Divan ve mesnevilerin baş kısmında tevhit ve münacatlardan sonra gelir. Ancak tevhit ve münacat olmadan naatlarla başlayan divanlar da vardır.
En ünlü naat, Fuzuli’nin kaside nazım biçimiyle yazdığı “Su Kasidesi”
Padişah, sadrazam, dört halife, şeyhülislam, tarikat önderleri gibi din ve devlet büyükleri övülür.
Çoğunlukla kaside nazım biçimiyle yazılır.
Methiye, aynı zamanda kasidenin altı bölümünden birinin adıdır.
En ünlü methiye örneklerini Nef’i yazmıştır.
Halk edebiyatında taşlama, Batı edebiyatında satirik adını alır.
En başarılı örneklerini Nef’i vermiştir.
Nef’i’nin sadece hicviyelerinden oluşan Siham-ı Kaza adlı eseri, Şeyhi’nin Harname adlı mesnevisi ve Ziya Paşa’nın Zafername’si bu türün başarılı örneklerindendir.
Şair Eşref ve Neyzen Tevfik de hiciv türünün önemli isimlerinden sayılır.
Çoğunlukla kasidelerin içinde bir bölüm olarak yer alır.
Şairler gazellerin mahlas beyitlerinde kendi sanatını över.
Bu türün en büyük ustası Nef’i’dir.
Çoğunlukla terkibibent nazım şekliyle yazılır.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki karşılığı sagu, halk edebiyatındaki karşılığı ağıttır.
Ahmedi’nin Germiyan Beyi Süleyman Şah için yazdığı mersiye Anadolu Türk edebiyatında ilk mersiye örneği sayılır.
Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman için terkibibent nazım biçimiyle yazdığı “Kanuni Mersiyesi” ünlüdür.
Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu “Şehzade Mustafa” nın hazin ölümü için birçok mersiye yazılmıştır.
Nazire yazmaya tanzir veya tanzir etme
Nazire genellikle gazellere yapılır.
Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Hüsrev ü Şirin gibi mesnevi/hikayelere de nazire yazılmıştır.
En çok nazire (300’den fazla) Bağdatlı Ruhi’nin “terkibibent” ine yazılmıştır.
Nazirelerin toplandığı eserlere nazire mecmuaları denir.
Bir şairin şiirine nazire yazılması, onun sanatının beğenildiği anlamına gelir.
Alay ve şaka yollu yazılan nazirelere tehzil veya hezl, bu tür şiirlerin toplandığı mecmulara da hezliyat
Muhammet, Cebrail yardımıyla bir mucize olarak Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmüş ve oradan da semaya yükseltilmiştir. Bu olaya Miraç denir.
Peygamber’in doğumu, peygamber oluşu, mucizeleri, miracı, yaşayışı, vefatı gibi konular işlenir.
Altmış civarında Türkçe mevlit yazılmıştır. En ünlüsü Süleyman Çelebi’nin 1409’da yazdığı Veslietü’n-Necat adlı 768 beyitlik Mevlit’tir.
Hakani’ nin 16. yy.da Hilye-i Hakani bu türün en önemli örneğidir.
Nazım veya nesir şeklinde yazılabilir.
Sayıları yüz binleri bulan hadislerden kırk tanesini seçerek manzum veya mensur aktaran, tercümesini veya şerhini (açıklamasını) yapan edebi eserler meydana getirilmiş ve bu eserler Kırk Hadis, Hadis-i Erba’in şeklinde isimlendirilmiştir.
Bazı şairler gerçek anlamda içki meclislerini anlatırken, mutasavvıf şairler ise mecazi olarak içkiden bahsetmiştir, bu tür eserlerde meyhane ile ilgili her terimin tasavvufi bir karşılığı bulunmaktadır.
Genellikle mesnevi biçiminde yazılır.
Fuzuli’nin Heft Cam adlı eseri bir sakiname örneğidir.
Genellikle mesnevi şeklinde yazılır.
Bu türün ilk örneğini 16. yy.da Mesihi vermiştir: Şehr-engiz Der-medh-i cüvanan-ı Edirne (Edirne Şehrengizi)
Padişahların erkek çocuklarının(şehzadelerin) sünnet düğünlerini; kızlarının, kız kardeşlerinin ve şehzadelerin evlenme düğünlerini; padişahın çocuklarının soğumları vesilesiyle yapılan eğlence ve şenlikleri anlatan manzum veya mensur eserlere surname adı verilir.
Genellikle mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır.
Nesib bölümünde eğlence ve düğünlere yer verdiği için suriyye olarak adlandırılan kasideler de vardır.
Mahlas, ya şairin kendisi tarafından benimsenir ya da bir usta şair tarafından kendisine verilir.
Usta bir şair, genç bir şaire mahlas verecekse bu durumu yazdığı bir şiirle duyurur. Bu amaçla yazılmış şiirlere mahlasname
Şeyh Galip için, Hoca Neş’et’in yazdığı Mahlasname bu türe örnektir.
İlk manzum fıkıh kitabı, Gülşehri’nin Kuduri tercümesi olarak bilinir.
En meşhuru İranlı şair Feridüddin Attar ın Pendname’sidir. Bu eserin Türkçeye manzum, mensur birçok çevirisi yapılmıştır.
Güvahi’nin 16. yy’da yazdığı 2133 beyitlik manzum Pend-name bu türün önemli örneklerindendir.
Osmanlı Devleti’nde zamanın olaylarını tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisine vakanüvis
Tevarih-i Al-i Osman adıyla bilinen manzum tarih kitapları yazılmıştır.
Ahmedi’nin 1390’da yazdığı İskendername adlı mesnevisinde yer alan manzum Osmanlı Tarihi bu türün ilk örneği kabul edilir.
Gazaları anlatan eserlere gazavatname, zaferleri anlatanlara zafername, fetihleri anlatanlara fetihname denir.
Bazı mesnevilerde peygamberlerle birlikte dört halifenin hayatı da anlatılır.
Genellikle din ve tasavvuf eksenlidir.
Manzum veya mensur biçiminde kaleme alınabilir.
Satuk Buğra Han, Battal Gazi, Danişment Gazi, Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, akşemsettin gibi dini – tasavvufi yönü ön planda tutulan kişilerin hayatlarını, kerametlerini ve üstünlüklerini konu alan menkıbeler yazılmıştır.
Çoğu mensurdur, manzum örnekleri vardır.
Yy’da Keçecizade İzzet Molla’nın sürgün olarak gönderildiği Keşan yolculuğunun anlatıldığı Mihnet-Keşan, mesnevi tarzında bir seyehatname örneğidir.
İlk örneği Yusuf Has Hacip’in 11. Yy.da yazdığı “Kutadgu Bilig”dir.
Manzum veya mensur yazılabilir.
Manzum olanlardan en önemlisi Güfti’nin Teşrifatu-ş-Şuara’sıdır.
Manzum sözlüklerin içinde kelimeler, edebiyat ve aruz bilgilerine yer verilir.
Sünbülzade Vehbi’nin Tuhbe-i Vehbi, Şahidi İbrahim Dede’nin Lügat-ı Şahidi adlı eserleri bu türe örnektir.
Genellikle divanlarda yer alır.
Divan edebiyatında isimler üzerine düzenlenen manzum bilmecelerdendir. Genellikle divanların sonlarında yer alır.
Başlangıçta Allah’ın doksan dokuz ismi üzerine düzenlenen muammalar, sonradan insan isimleri için de yazılmaya başlanmıştır.
Lugazdan farkı, sadece isimlerle ilgili olmasıdır.
Fuzuli’nin Farsça yazdığı “Muamma Risalesi” bu türe örnektir.
Yıldızname, tefe’ülname, hurşidname, ihtilacname, kıyafetname, kehanetname adlarıyla da bilinir.
Tarih: 2019-05-20 21:13:12 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Divan Edebiyatında Nazım Türleri Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Divan edebiyatında başlıca nazım türleri şunlardır:
Tevhit
Allah’ın varlığından, birliğinden söz eden şiirlerdir.Daha çok kaside, terkibibent ve mesnevi nazım şekliyle yazılır.
Genellikle divanların ve mesnevilerin başında yer alır.
Münacat
Allah’a yalvarma, yakarma, niyaz etmeyi konu edinen şiirlerdir.Başta kaside olmak üzere birçok nazım şekliyle yazılır.
Divan ve mesnevilerde tevhitlerden sonra yer alır.
Naat
Hazret-i Muhammet’i övmek, ondan şefaat dilemek, ona duyulan saygı ve sevgiyi dile getirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.Hazret-i Peygamber’in hayatı, hicreti, miracı, dini yayma konusunda verdiği mücadele ve mucizeleri anlatılır.
Divan ve mesnevilerin baş kısmında tevhit ve münacatlardan sonra gelir. Ancak tevhit ve münacat olmadan naatlarla başlayan divanlar da vardır.
En ünlü naat, Fuzuli’nin kaside nazım biçimiyle yazdığı “Su Kasidesi”
Methiye
Bir kimseyi övmek amacıyla yazılan şiirlerdir.Padişah, sadrazam, dört halife, şeyhülislam, tarikat önderleri gibi din ve devlet büyükleri övülür.
Çoğunlukla kaside nazım biçimiyle yazılır.
Methiye, aynı zamanda kasidenin altı bölümünden birinin adıdır.
En ünlü methiye örneklerini Nef’i yazmıştır.
Hicviye
Bir kimseyi yerme, alay etme, gülünç duruma düşürme veya toplumsal bir aksaklığı eleştirme amacıyla yazılan şiirlerdir.Halk edebiyatında taşlama, Batı edebiyatında satirik adını alır.
En başarılı örneklerini Nef’i vermiştir.
Nef’i’nin sadece hicviyelerinden oluşan Siham-ı Kaza adlı eseri, Şeyhi’nin Harname adlı mesnevisi ve Ziya Paşa’nın Zafername’si bu türün başarılı örneklerindendir.
Şair Eşref ve Neyzen Tevfik de hiciv türünün önemli isimlerinden sayılır.
Fahriye
Bir şairin kendini/şairliğini övmek için yazdığı şiirlerdir.Çoğunlukla kasidelerin içinde bir bölüm olarak yer alır.
Şairler gazellerin mahlas beyitlerinde kendi sanatını över.
Bu türün en büyük ustası Nef’i’dir.
Mersiye
Ölen birinin ardından duyulan üzüntüyü ve onun iyiliklerini dile getirmek için yazılan şiirlerdir.Çoğunlukla terkibibent nazım şekliyle yazılır.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki karşılığı sagu, halk edebiyatındaki karşılığı ağıttır.
Ahmedi’nin Germiyan Beyi Süleyman Şah için yazdığı mersiye Anadolu Türk edebiyatında ilk mersiye örneği sayılır.
Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman için terkibibent nazım biçimiyle yazdığı “Kanuni Mersiyesi” ünlüdür.
Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu “Şehzade Mustafa” nın hazin ölümü için birçok mersiye yazılmıştır.
Nazire
Bir şiire –başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakla- yazılmış benzer şiire nazire denir.Nazire yazmaya tanzir veya tanzir etme
Nazire genellikle gazellere yapılır.
Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Hüsrev ü Şirin gibi mesnevi/hikayelere de nazire yazılmıştır.
En çok nazire (300’den fazla) Bağdatlı Ruhi’nin “terkibibent” ine yazılmıştır.
Nazirelerin toplandığı eserlere nazire mecmuaları denir.
Bir şairin şiirine nazire yazılması, onun sanatının beğenildiği anlamına gelir.
Alay ve şaka yollu yazılan nazirelere tehzil veya hezl, bu tür şiirlerin toplandığı mecmulara da hezliyat
Miraciye
Muhammet’in miraç mucizesini konu alan şiirlerdir.Muhammet, Cebrail yardımıyla bir mucize olarak Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmüş ve oradan da semaya yükseltilmiştir. Bu olaya Miraç denir.
Mevlit
Muhammet’in doğumunu konu alan eserlerin genel adıdır.Peygamber’in doğumu, peygamber oluşu, mucizeleri, miracı, yaşayışı, vefatı gibi konular işlenir.
Altmış civarında Türkçe mevlit yazılmıştır. En ünlüsü Süleyman Çelebi’nin 1409’da yazdığı Veslietü’n-Necat adlı 768 beyitlik Mevlit’tir.
Hilye
Hazret-i Muhammet ve dört halifenin fiziki ve ruhi özelliklerini konu alan şiirlerdir.Hakani’ nin 16. yy.da Hilye-i Hakani bu türün en önemli örneğidir.
Nazım veya nesir şeklinde yazılabilir.
Kırk Hadis
Hadis, “Hazret-i Muhammet’in sözü” anlamına gelir. Hadisler, Kur’an’dan sonra ikinci kaynaktır.Sayıları yüz binleri bulan hadislerden kırk tanesini seçerek manzum veya mensur aktaran, tercümesini veya şerhini (açıklamasını) yapan edebi eserler meydana getirilmiş ve bu eserler Kırk Hadis, Hadis-i Erba’in şeklinde isimlendirilmiştir.
Sakiname
İçki ve içki meclislerini anlatan eserlerdir.Bazı şairler gerçek anlamda içki meclislerini anlatırken, mutasavvıf şairler ise mecazi olarak içkiden bahsetmiştir, bu tür eserlerde meyhane ile ilgili her terimin tasavvufi bir karşılığı bulunmaktadır.
Genellikle mesnevi biçiminde yazılır.
Fuzuli’nin Heft Cam adlı eseri bir sakiname örneğidir.
Şehrengiz
Bir şehrin güzellerini ve güzelliklerini konu edinen manzumelerdir.Genellikle mesnevi şeklinde yazılır.
Bu türün ilk örneğini 16. yy.da Mesihi vermiştir: Şehr-engiz Der-medh-i cüvanan-ı Edirne (Edirne Şehrengizi)
Surname
Sur; “düğün, ziyafet, şenlik; name de mektup, risale, kitap” anlamına gelir.Padişahların erkek çocuklarının(şehzadelerin) sünnet düğünlerini; kızlarının, kız kardeşlerinin ve şehzadelerin evlenme düğünlerini; padişahın çocuklarının soğumları vesilesiyle yapılan eğlence ve şenlikleri anlatan manzum veya mensur eserlere surname adı verilir.
Genellikle mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır.
Nesib bölümünde eğlence ve düğünlere yer verdiği için suriyye olarak adlandırılan kasideler de vardır.
Mahlasname
Mahlas, bir şairin kendi şiirinde kullanıldığı ad veya takma addır.Mahlas, ya şairin kendisi tarafından benimsenir ya da bir usta şair tarafından kendisine verilir.
Usta bir şair, genç bir şaire mahlas verecekse bu durumu yazdığı bir şiirle duyurur. Bu amaçla yazılmış şiirlere mahlasname
Şeyh Galip için, Hoca Neş’et’in yazdığı Mahlasname bu türe örnektir.
Fıkıh
İslam hukuku ile ilgili yazılan manzum eserlerdir.İlk manzum fıkıh kitabı, Gülşehri’nin Kuduri tercümesi olarak bilinir.
Pendname
Öğüt vermek amacıyla yazılan manzum ve mensur eserlere denir.En meşhuru İranlı şair Feridüddin Attar ın Pendname’sidir. Bu eserin Türkçeye manzum, mensur birçok çevirisi yapılmıştır.
Güvahi’nin 16. yy’da yazdığı 2133 beyitlik manzum Pend-name bu türün önemli örneklerindendir.
Osmanlı Tarihleri
Tarihi olayları anlatan kitaplardır.Osmanlı Devleti’nde zamanın olaylarını tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisine vakanüvis
Tevarih-i Al-i Osman adıyla bilinen manzum tarih kitapları yazılmıştır.
Ahmedi’nin 1390’da yazdığı İskendername adlı mesnevisinde yer alan manzum Osmanlı Tarihi bu türün ilk örneği kabul edilir.
Gazavatname
Orduların seferlerini, savaşlarını, zaferlerini, fetihlerini anlatan eserlerdir.Gazaları anlatan eserlere gazavatname, zaferleri anlatanlara zafername, fetihleri anlatanlara fetihname denir.
Kısas-ı Enbiya
Peygamberlerin hayatını anlatan eserlere denir.Bazı mesnevilerde peygamberlerle birlikte dört halifenin hayatı da anlatılır.
Menakıpname
Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin hayatı ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikayelerin anlatıldığı eserlerdir.Genellikle din ve tasavvuf eksenlidir.
Manzum veya mensur biçiminde kaleme alınabilir.
Satuk Buğra Han, Battal Gazi, Danişment Gazi, Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, akşemsettin gibi dini – tasavvufi yönü ön planda tutulan kişilerin hayatlarını, kerametlerini ve üstünlüklerini konu alan menkıbeler yazılmıştır.
Seyahatname
Bir yazarın gezip gördüğü yerlerden edindiği bilgi ve izlenimlerini anlattığı eserlerdir.Çoğu mensurdur, manzum örnekleri vardır.
Yy’da Keçecizade İzzet Molla’nın sürgün olarak gönderildiği Keşan yolculuğunun anlatıldığı Mihnet-Keşan, mesnevi tarzında bir seyehatname örneğidir.
Siyasetname
Devlet idarecilerine, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini anlatan öğüt ve siyasi tarzdaki manzum eserlerdir.İlk örneği Yusuf Has Hacip’in 11. Yy.da yazdığı “Kutadgu Bilig”dir.
Şuara Tezkiresi
Divan şairlerinin hayatlarını ve şiirlerini genellikle öznel bir bakış açısıyla değerlendiren eserlerdir.Manzum veya mensur yazılabilir.
Manzum olanlardan en önemlisi Güfti’nin Teşrifatu-ş-Şuara’sıdır.
Lügat
Sözlük demektir. Genellikle mesnevi biçiminde ele alınan manzum sözlükler, ders kitabı olarak medreselerde okutulmuştur.Manzum sözlüklerin içinde kelimeler, edebiyat ve aruz bilgilerine yer verilir.
Sünbülzade Vehbi’nin Tuhbe-i Vehbi, Şahidi İbrahim Dede’nin Lügat-ı Şahidi adlı eserleri bu türe örnektir.
Lugaz
Divan edebiyatında manzum bilmecelere lugaz denir.Genellikle divanlarda yer alır.
Muamma
Muamma gizlenmiş, saklanmış anlamına gelir.Divan edebiyatında isimler üzerine düzenlenen manzum bilmecelerdendir. Genellikle divanların sonlarında yer alır.
Başlangıçta Allah’ın doksan dokuz ismi üzerine düzenlenen muammalar, sonradan insan isimleri için de yazılmaya başlanmıştır.
Lugazdan farkı, sadece isimlerle ilgili olmasıdır.
Fuzuli’nin Farsça yazdığı “Muamma Risalesi” bu türe örnektir.
Falname
Falın her bir çeşidine göre düzenlenen manzum veya mensur kitaplardır.Yıldızname, tefe’ülname, hurşidname, ihtilacname, kıyafetname, kehanetname adlarıyla da bilinir.
Tarih: 2019-05-20 21:13:12 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx